Telefon
Facebook
WhatsApp
İnstagram
Telefon: 905452910408
E-Posta : iletisimepostafatmatopcu.com

Obezite-Gıda Bağımlılığı

Günümüzde en yaygın sağlık problemlerinden biri obezitedir.

Vücudun; enerji deposu, vücut ısısının korunması ve endokrin fonksiyonlar için bir miktar yağ dokuya ihtiyacı vardır fakat vücutta ihtiyaçtan fazla istenmeyen yağ dokusunun birikmesi obezite olarak tanımlanmaktadır.

Obezite nedenleri nelerdir?

Obezitenin en önemli nedeni yaşam tarzıdır.

Günümüzde kolayca hazır gıdaya ulaşabilmekteyiz. Hem şehir hem de kısal hayatta fast food beslenme, hazır gıda tüketimiyle basit karbonhidrat tüketiminin artmıştır. Hava, su ve gıda kirliliği (gıda katkı maddeleri, kimyasal ilaçlar vb.) nedeniyle kişilerin vücudundaki toksik yükün artması; gereksiz ilaç kullanımları (ağrı kesiciler, antibiyotikler, mide asit azaltıcılar vb.); stres düzeyinin yüksek olması nedeniyle kortizol hormonunun aşırı yükselmesi ve yine stres düzeyinin yüksek olması sonucu gerçekleşen basit karbonhidratlara karşı duygusal yeme; iihtiyacımız olmadığı halde ara öğünler sık sık atıştırmalara neden olarak bağırsağı ve dolayısıyla tüm vücudu olumsuz yönde etkilemektedir.

Basit karbonhidrat yönünden zengin beslenme bağırsaktakiCandidagibi patojen (zararlı) mantarların sayısını arttırır ve bunun sonucunda bağırsağın yüzeyinde bulunan bağırsağı koruyan probiyotik bakteriler sayıca azalır. Candida artımı şekerli gıda ve basit karbonhidratlara yönelimi arttırmaktadır. sonuç olarak barsaklardaki yararlı bakteri ve patojenler arasındaki dengenin bedenin aleyhine olacak şekilde değişmesine neden olmaktadır. yongun proton pompa intibitörlerinin kullanımı mide asidini azaltarak İnce bağırsaktaki olmaması gereken bakteri florasının bozulmasına ve patojen bakterilerin olması gerekenden sayıca çok fazla olması neden olur. Bu duruma ″SIBO″ denilmektedir.

SIBO durumunda bağırsak yüzeyi savunmasız kalmaktadır ve toksinler, katkı maddeleri veya karbonhidratlarda bulunan gluten, süt ve süt ürünlerinde bulunan laktoz ve kazein bağırsak yüzeyinde porlara yani deliklere neden olmaktadır. Bu duruma ″Sızdıran/Geçirgen Bağırsak″ denilmektedir.

Geçirgen bağırsak nedeniyle kana geçmemesi gereken toksin, katkı maddesi, gluten, laktoz, kazein gibi yabancı maddeler kana geçer ve bağışıklık sistemi devreye girer. Her ne kadar bağışıklık tüm gücüyle çalışsa da bağırsaklar onarılmadığı için yabancı maddeler vücuda girmeye devam edecektir ve vücut kaslar için harcayacağı enerjiyi bağışıklık için harcamaya başlar ve kişiler kendilerini yorgun, halsiz hissetmeye başlar. Bağışıklık sisteminin aşırı uyarılması sonucu başlangıçta vücutta enflamasyon oluşur, devam ederse obezite, gıda intoleransları, alerjiler ve otoimmün hastalıklar görülür.

Obezite; insülin direnci, Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Bu duruma metabolik sendrom denilmektedir.

Bu tablodan sonra kişi kendini kısır bir döngüye girmiş gibi hissetmektedir. Çünkü, obezite kronik hastalıkların oluşumunu tetiklerken kronik hastalıklarda obezite oluşumunu tetiklemektedir.

Kalıcı Kilo Vermek, Kilo Verme -Alma Döngüsünden Kurtulmak Ve Sağlığa Kavuşmak İçin Ne Yapılmalı?

Burada problemin asıl kaynağı barsaklara odaklanıyoruz. kişiden çok sağlığımıza olumsuz katkıları olan barsak patojenlerini aç bırakarak dengenin barsaklarımızdaki iyi bakteriler lehine çevrilmesini sağlamalıyız.

Bağırsağa zarar veren ve bağırsak florasını bozan basit karbonhidratlara olan gıda bağımlılığına Biofeedback işlemi ile müdahale edebiliriz

Biofeedback işlemiyle basit karbonhidratların ters frekansları vücudunuza gönderilmektedir. Bunun sonucunda vücudunuzda bir nötrleme(DENGELEME) işlemi gerçekleşmektedir ve karbonhidratlara karşı iştahınız azalmaktadır. Bu süreçte porsiyonlu ve saatli bir diyet listesi vermemekteyiz. Böylece sağlığınıza zarar veren gıdaları sadece yasaklamıyor bu gıdalara karşı iştahınızı kapatarak, basit karbonhidratları beslenmenizden çıkartmanızı sağlıyoruz. yasaklı gıdaların yerine kullanabileceğiniz alternatifleri ve tarifleri yaşamınıza katıyoruz.

Pek çok bağımlılıkta söz konusu olduğu gibi kilo almada da duygusal açlık durumu da söz konusudur çoğu kez. Bu nedenle homeopatinin bir bölümü olan Bach çiçekleri ile de ruhsal olarak desteklemek süreci çok daha olumlu olarak etkilemektedir.

Bu Süreçte Hangi Gıdalara Karşı İştah Kapanır Ve Hangi Gıdalar Beslenmeden Çıkarılır?

Un, un içeren gıdalar, şeker, şeker içeren ürünler, nişasta (pirinç, bulgur, makarna, patates, mısır vb.), süt, meyveler ve alkol diyetten çıkarılmaktadır. Bu gıdalar bağımlılık yaratan gıdalardır ve kişilerin vazgeçmekte zorlandığı gıdalardır. Biofeedback işlemi bu gıdalara karşı iştahınızı kapattığı için bu beslenmeyi yapmakta zorlanmayacaksınız.

Serbest gıdalar (sebzeler, et, tavuk, balık, hindi, yoğurt, peynir, kuru baklagiller, yağlar vb.) ise doyana kadar tüketilebilmektedir.

Biofeedback ile basit karbonhidratlara ve rafine şekere karşı iştahı kapatıp beslenmeden çıkartıyoruz, fakat kilo problemi sadece beslenmeyle de ilişkili değildir. Aynı zamanda Biofeedback işlemiyle kilo problemine neden olan toksin ve ağır metal atılımı da yağ dokunun azalmasıyla sağlanacaktır. Bu dönem açısından bol su tüketmek ( günde en az 2.5-3 litre ) önerilmektedir

Yine Biofeedback işlemiyle kişinin problemine ve kişinin duygu durumuna uygun seçilen BACH çiçekleri uygulanarak stres kontrolü sağlamaktayız. Vücudun salgıladığı kortizol düzeyini azaltarak diyet stresi olmadan kilo vermenizi destekliyoruz.

Biofeedback İşlemi Nasıl Gerçekleşmektedir?

İşlem kişi oturur pozisyondayken yapılmaktadır. Alında, ellerde, karın bölgesinde ve ayaklarda elektrotlar bulunmaktadır. İşlem yaklaşık 1 saat sürmektedir. İlk iki seans 5 gün arayla sonraki seanslar iki haftada bir gerçekleşmektedir. İşlem sırasında herhangi bir acı, ağrı hissetmezsiniz ve herhangi bir ilaç kullanılmaz.

İşlemin yan etkisi bulunmamaktadır.

Tüm yaş gruplarına uygulama yapılmaktadır.

Biofeedback İşleminden Sonra Ne Olmaktadır?

İlk seans itibariyle karbonhidratlara karşı iştahınız fark edilir derecede azalacaktır. Çoğu kez yoğun bir ödemin de kaybolduğu görülür. İkinci seansınızdan sonra önünüzde önceden bağımlısı olduğunuz tatlı veya hamur işi gibi gıdalar yense bile canınız istemeyecektir. Eskiden olan iştahınız azaldığı için diyet yapma hissi kaybolup doya doya zayıflayacaksınız. Aynı zamanda seanslar sayesinde bu sağlıklı beslenmeyi de rahatlıkla, zorlanmadan yaşam tarzı haline getirmiş olacaksınız. Bu sağlıklı beslenme ve biofeedback işlemiyle yaptığımız karbonhidrat ve toksinlerden arınma/detoks programıyla bağırsak floramız ve bağırsak yüzeyi kendini onaracak ve kilo vermenin yanında gastrointestinal sistemdeki şikayetlerde (gaz, diyare, kabızlık vb.) azalma, hipoglisemi ataklarında azalma, uyku düzensizliklerinde gerileme, migren ağrılarında azalma, vücut ağrılarında azalma, konsantrasyonda artış ve hayat enerjisinde artış göreceksiniz.